Zekât, İslam’ın mali ibadetleri içinde yer alır ve kişinin elinde bulunan servetin belirli bir oranının ihtiyaç sahiplerine verilmesi esasına dayanır. Zekâtın temel amacı toplumda adaleti güçlendirmektir. Kişinin malında bulunan bereketin artması ve ihtiyaç sahiplerinin korunması bu ibadetin özünü oluşturur. Her Müslüman, nisap miktarına ulaşan malı üzerinden belirli bir süre geçtiğinde zekât yükümlülüğüyle sorumludur.

Zekât hesaplamasında esas alınan ölçü, kişinin sahip olduğu malın türüne göre değişir. Altın, gümüş, para, ticaret malları gibi varlıklar zekât hesabına dâhildir. Günümüzde para birimi üzerinden hesaplama yapılırken kişinin elinde bulunan toplam nakit varlığı esas alınır. Bu varlık, borçlar çıkarıldıktan sonra kalan tutar üzerinden değerlendirilir.

Bir kimse yıl boyunca elinde bulunan nakit miktarını belirledikten sonra, bu tutar nisap sınırının üzerindeyse zekât sorumluluğu doğar. Nisap miktarı altının gramı üzerinden belirlenir. Kişi, elindeki tutarın nisap değerini aşıp aşmadığını kontrol eder. Aşması durumunda hesaplamada belirli bir oran esas alınır. Bu oran İslam âlimlerinin ortak kanaatiyle belirlenmiştir.

Zekât hesaplamasında önemli noktalardan biri, eldeki malın üzerinden bir hicri yıl geçmesidir. Kişi sahip olduğu serveti yıl boyunca elinde bulundurmuşsa zekât vermesi gerekir. Kısa süreli kazançlar veya geçici gelirler bu hesabın dışında tutulur. Süreklilik arz eden birikimler dikkate alınır.

100.000 TL Üzerinden Zekât Miktarı 2026

2026 yılı için zekât hesaplamasında dikkate alınacak ölçülerdeki değişim, ekonomik koşullara göre şekillenir. Zekât her dönemde aynı orana dayanır, ancak nisap miktarı altın değerine göre belirlenir. Altın fiyatları değiştikçe nisap sınırı da farklılaşır. Dolayısıyla her yıl hesaplama yapılmadan önce güncel nisap miktarının dikkate alınması gerekir.

Zekât hesabı yapılırken elinizde bulunan toplam birikim belirlenir. Borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktar esas alınır. Bu miktar nisap sınırını geçiyorsa zekât yükümlülüğü doğar. Hesaplama yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, eldeki varlığın bir yıldır sizin tasarrufunuzda bulunmasıdır. Kısa vadeli kazançlar zekât hesabına dâhil edilmez.

2026 yılı için zekât miktarı belirlenirken, altının ortalama değeri ve yıllık ekonomik göstergeler dikkate alınır. Kişi elindeki para, altın, ticaret malları ve benzeri varlıklarını toplamda değerlendirir. Hesaplanan miktarın belli bir oranı zekât olarak ayrılır. Bu miktar, yoksul ve muhtaç kimselere verilmek üzere ayrılan bir paydır.

Zekât, sadece maddi bir yardım değil, aynı zamanda toplumsal dengeyi koruyan bir sistemdir. Zenginle fakir arasındaki uçurumun azalmasına, toplumda paylaşım bilincinin artmasına katkı sağlar. 2025 yılı koşullarında da zekât ibadeti, ekonomik değişimlere rağmen özünü korur. Kişinin elinde bulunan servetin belirli bir oranını ihtiyaç sahiplerine ulaştırması, toplumun her kesiminde huzuru güçlendirir.

Zekât Hesabında Dikkat Edilmesi Gereken Mal Varlıkları

Zekât hesaplanırken dikkate alınması gereken varlıklar, İslam hukukuna göre belirlenmiştir. Her mal türü zekât yükümlülüğü açısından aynı statüde değerlendirilmez. Bazı mallar zekâta tabi iken bazıları değildir. Kişinin sahip olduğu varlıkların niteliği, zekât yükümlülüğünün temelini oluşturur.

Para, altın, gümüş ve ticari mallar zekâta tabi olan başlıca varlıklardır. Bu tür mal varlıkları nisap miktarını geçtiğinde zekât verilmesi gerekir. Bunun dışında gayrimenkuller, taşınmaz mallar veya kişisel kullanım eşyaları zekâta tabi değildir. Ancak kira getirisi olan taşınmazlardan elde edilen gelir zekât hesabına dahil edilir.

Zekât hesaplamasında borçların da dikkate alınması gerekir. Kişi borçlarını düşmeden hesaplama yaparsa eksik ya da fazla sonuç ortaya çıkar. Bu nedenle mevcut borçlar net olarak belirlenmelidir. Elinizdeki nakit, alacak, ticaret malı ve yatırım araçları ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Her biri için zekât oranı aynıdır, fakat hesaplama temeli farklı olabilir.

Ticaretle uğraşan kimseler, stoklarında bulunan malların piyasa değerini esas alır. Kişisel tasarruf sahipleri ise banka hesaplarındaki nakit miktarını temel alır. Altın ve gümüş gibi kıymetli metaller, ağırlıklarına göre değerlendirilir. Zekât oranı sabit olsa da hesaplamada kullanılan varlık türü farklı olduğundan dikkatli davranmak gerekir.

Bir kimsenin elinde bulunan malın üzerinden bir hicri yıl geçmesi şarttır. Bu süre dolmadan zekât verilmez. Varlığın sürekliliği, zekât yükümlülüğünün belirlenmesinde esas alınır. Geçici kazançlar veya kısa süreli elde edilen gelirler zekât hesabına dâhil edilmez.

100.000 TL İçin Zekât Hesabı Nasıl Yapılır?

Zekât, İslam’ın temel ibadetlerinden biridir. Maddi imkânı yerinde olan her Müslümanın malından belirli bir kısmı ihtiyaç sahiplerine ulaştırması gerekir. Bu ibadet, malı arındıran ve toplumsal dengeyi sağlayan önemli bir manevi sorumluluktur. Para, altın, gümüş, ticaret malları gibi birikimler zekâta tabidir. Parasal varlıkların zekâtı hesaplanırken belirli ölçülere dikkat edilir.

Zekât hesabı yapılırken öncelikle kişinin elinde bulunan toplam birikim belirlenir. Bu tutarın üzerinden bir yıl geçmiş olması gerekir. Bu süre, “nisab yılı” olarak adlandırılır. Elinizdeki para bir yıl boyunca nisap miktarının üzerinde kalmışsa zekât yükümlülüğü doğar. Nisap miktarı altın üzerinden ölçülür. Hesaplama yapılırken altının gram değerine karşılık gelen tutar esas alınır.

Zekât oranı sabittir. Paranızın tamamı üzerinden bu oran hesaplanır. Elde edilen miktar zekât olarak verilir. Paranın kaynağı ticari kazanç, maaş veya miras fark etmeksizin zekât oranı değişmez. Burada önemli olan, paranın borçlardan arındırılmış net miktarıdır. Üzerinizdeki borçlar düşüldükten sonra kalan kısım zekâta tabi olur. Bu, hakkaniyetli bir ölçü oluşturur.

Zekât verirken niyet etmek gerekir. Kalben zekât ibadeti niyetiyle verilen miktar geçerli sayılır. Bu niyet, kişinin malını arındırdığına dair bir şuur kazandırır. Verilen miktar, malın bereketini artırır. Zekât, sadece bir yükümlülük değil, aynı zamanda bir paylaşım ahlakıdır. Parayı dolaşımda tutarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak toplumun huzuruna katkı sağlar.

Banka Hesabındaki Paranın Zekâtı Nasıl Verilir?

Modern yaşamda birçok Müslüman parasını banka hesaplarında tutar. Bu paralar da zekât kapsamına girer. Bankadaki paranın zekâtını hesaplamak için öncelikle eldeki toplam tutar belirlenir. Mevduat hesabı, vadesiz hesap veya birikim hesabı fark etmez; hepsi zekât hesabına dâhildir. Paranın kaynağı ne olursa olsun bir yıl boyunca nisap miktarını aşan birikimler zekâta tabi olur.

Hesaplama yapılırken, banka hesabında bulunan tüm nakit varlık toplanır. Bu toplamdan varsa borçlar düşülür. Geriye kalan miktar zekâtın temelidir. Faiz gelirleri zekâta dâhil edilmez, çünkü bu kazanç İslam açısından helal sayılmaz. Böyle bir gelir varsa ayrı tutulur ve hayır amaçlı verilerek mal temizlenir.

Zekât hesaplamasında yıl dönümü önem taşır. Paranın üzerinden tam bir hicrî yıl geçtiğinde zekât verilmesi gerekir. Banka hesabındaki para, güncel değeriyle hesaplanır. Kişi parayı çekmeden, doğrudan zekât oranı üzerinden hesap yapabilir. İster nakit olarak ister dijital yollarla zekâtı teslim edebilir. Önemli olan niyetin doğru olması ve zekâtın hak sahiplerine ulaşmasıdır.

Zekâtınızı Doğru Yerlere Ulaştırmanın En Kolay Yolları

Zekât, paylaşımın en anlamlı biçimidir. Her Müslüman, zekâtını güvenilir ellere ulaştırmak ister. Günümüzde pek çok kişi zekâtını kime, nasıl vermesi gerektiği konusunda kararsız kalır. İslam’da zekâtın doğru yerlere ulaşması ibadetin geçerliliği açısından büyük önem taşır. Bu nedenle doğru yönlendirme bilinci oluşmalıdır. İşte zekatın doğru yere ulaştırılması konusunda öne çıkan ayrıntılar;

  • Güvenilir yardım kuruluşlarını tercih edin.
  • Zekâtın ulaştığı kişileri araştırın.
  • Elektronik bağış sistemlerini bilinçli kullanın.
  • Zekât tesliminde niyetinizi net tutun.
  • Gizlilik ve tevazuya özen gösterin.
  • Yardım yapılacak bölgenin ihtiyaç durumunu inceleyin.

Zekâtı doğru yere ulaştırmak, ibadetin özünü korur. Kur’an’da zekâtın kimlere verileceği açık şekilde bildirilir. Fakirler, yoksullar, borç içinde olanlar, yolda kalmışlar ve Allah yolunda çalışanlar bu hak sahipleri arasında yer alır. Bu gruplar dışında verilen yardımlar sadaka hükmünde olur. Dolayısıyla zekâtın hedefi net belirlenmelidir.