Dinimizde sadaka, yardımlaşma ve zekât gibi kavramlar sosyal dayanışma açısından oldukça önemli unsurlardır. Dolayısıyla aklımıza gelen ilk sorulardan bir tanesi de sadaka-i fıtır yani fitre ya da zekât aile bireylerinden birisine örneğin anneye verilebilir mi? Verilmesi caiz midir? 

Fitre Nedir, Kim Vermelidir?

Fitre yani sadaka-i fıtır yardımlaşma biçimi olan bir ibadettir. Ramazan ayı boyunca oruç tutup bayrama ulaşan ve belirli şartları taşıyan Müslümanlara bayram sabahına kadar (bazı mezhep görüşlerine göre bayram namazından önce) fakirlere bir günlük yeme ve içme ihtiyacını karşılaması vacip kılınmıştır. Burada fitrenin amacı, bayram gününde yoksullarından bayram sevincinden pay almasını ve birazda olsa ihtiyaçlarının giderilmesini sağlamaktır. Fitre miktarı ise mezheplere göre farklılık gösterse de her yıl Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenmektedir.

Fitre Kime ve Kimlere Verilebilir?

Fitre ve zekatın kimlere verilip verilemeyeceği İslam kaynaklarında açıkça belirtilmiştir. Bu konuda öne çıkan hususlar ise şu şekildedir:

  • Fitre “bakmakla yükümlü olunmayan fakir Müslümanlara” verilmelidir. 
  • Aynı şekilde, zekât için de geçerli olan ölçüler uygulanır: mesela yakın akrabalar, bakmakla yükümlü olunan kişiler ve kendine ait yeterli malı olanlar bu yardımın muhatabı olamaz. 
  • Örneğin, bir kimsenin anne-babasına, çocuklarına, torunlarına ya da eşine fitre veya zekât vermesi genellikle câiz görülmemiştir. Örneğin: “Ana, baba, büyük anne ve büyük babaya, oğul, kız, torunlara, eşine zekât ya da fitre verilemez” denilmektedir. 
  • Bunun sebebi, yardım verenin yardım verdiği kişi üzerinde doğrudan veya dolaylı menfaati olması, yani “bakmakla yükümlü olduğu” ya da “kendisine ait bir sorumluluğu olan” kişilere yardım ederken ibadet hükmünü tam anlamıyla yerine getirememe endişesidir. 

Buradan çıkan sonuca göre fitre ve zekat verilebilecek kişi listesi oldukça daraltılmıştır. Burada amaç kişinin ibadetinden doğrudan ya da dolaylı bir biçimde menfaat elde etmemesi içindir. Öncelikli olanlar fakir ve yardıma muhtaç olan kişiler olmalıdır. 

Fitre ve Zekâtı Aile Bireylerinden Birisine Vermek Caiz Mi?

İslam hukukundan bir kişinin anne ya da babasında fitre veya zekat vermesi caiz görülmemiştir. Zira fitre ya da zekat verilen kişi, yardım veren kişinin bakım sorumluluğu altında olabilir ya da birinci dereceden akrabasıdır. Örneğin;

  • “Fıtır sadakası ve zekât, kişinin usûlüne (örneğin anası, babası, nineleri) veya fürûuna (çocukları, torunları) verilemez.” 
  • Aynı şekilde: “Zekât kimlere verilmez?” başlıklı kaynağa göre: “Ana, baba, büyük anne ve büyük babalara; oğul, kız, torunlara… zekât verilmez.” 
  • Bu durumda, bir kişi kendi annesine fitre vermek istediğinde, bu yardımın “ibadet hükmünü yerine getirme” bağlamında doğru olmadığı, yani vacip sıfatını taşıyan fitrenin bu şekilde verilmesinin caiz olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Ancak burada düzeltici birkaç nokta da önemlidir:

  • Bu hüküm, “vacip olan fitre”nin usulüne uygun verilmesi bağlamındadır. Yardım olarak gönüllü bir hediye ya da sadaka vermek farklı olabilir; ancak “fitre” ibadetini o şekilde yapmak isteyen kişi için anneye verme uygun görülmemektedir.
  • Ayrıca “bakmakla yükümlü olunan akrabaya yardım” konusu başka bağlamlarda – sadaka gibi gönüllü yardımlar – farklı değerlendirilmiştir; fakat bizim konumuz “fitre” özelinde olduğundan, usul yönünden geçerli ölçülere bakılmalıdır.

Bazı yorumlarda akraba dışındaki yakınlar (örneğin kayınpeder, kayınvalide, amca, dayı gibi) için fakirlik koşulu varsa fitre veya zekât verilebileceği ifade edilir. 

Sonuç olarak: Anneye (birinci derece akrabaya) fitre verirsem, vacip şekliyle fitre geçmiş olur mu? sorusunun cevabı şu şekildedir: İslam hukuku açısından hayır, verilen yardım “fitre ibadeti” sıfatıyla geçerli sayılmaz. Yardım edilmiş olur, ancak ibadet hükmü bağlamında usulüne uygun bir “fitre” sayılmaz.

Mezheplerin Fitre ve Zekât Konusundaki Görüşleri

Hanefî Mezhebi

Hanefi mezhebinde fitre “vacip” bir ibadet olarak görülür. Hanefi fıkhına göre yardım edecek kişi, bakmakla yükümlü olduğu anne, baba, çocuk veya torununa fitre veremez. Çünkü bu kişilerin nafakası zaten onun sorumluluğundadır. Dolayısıyla hem fitre hem zekât, bu kimselere verildiğinde geçerli sayılmaz.

Ancak kişi, kardeşi, amcası, dayısı, halası gibi akrabalarına fitre verebilir; bu durumda akrabalık bağının da ayrı bir sevabı vardır.

Şafiî Mezhebi

Şafiî mezhebine göre fitre “farz” değil, “vacip” bir ibadettir. Ancak hüküm olarak Hanefîlerle benzer bir görüş taşır: Anne, baba, çocuk ve torunlara fitre verilmesi caiz değildir. Şafiîler, “fitreyi vermekle yükümlü olunan kişinin bakımındaki kimseler” ifadesini geniş yorumlar; dolayısıyla annenin fitre alması uygun görülmez.

Malikî Mezhebi

Malikî mezhebinde fitre, temel ihtiyaçların dışında yeterli mala sahip olan Müslüman’a vaciptir. Bu mezhepte de anne, baba ve çocuklara fitre verilmesi caiz değildir. Fakat Malikîler, “nafaka yükümlülüğü bulunmayan akrabalara verilmesini özellikle teşvik ederler. Çünkü bu hem ibadet hem de sıla-i rahimdir.

Hanbelî Mezhebi

Hanbelîler, fitreyi “farz” hükmünde görürler. Onlara göre de fitre, “nafakasını üstlendiğin kimselere” verilemez. Bu nedenle anne, baba ve çocuklara fitre vermek caiz değildir. Ancak kişinin kardeşi, yeğeni veya uzak akrabası fakirse onlara verilmesi tavsiye edilir. Hanbelî fakihlerinden İbn Kudâme, el-Muğnî adlı eserinde şöyle der:

“Bir kimse, bakmakla yükümlü olduğu kişiye zekât veya fitre veremez; çünkü bu, onun kendi menfaatine dönmüş olur.”

Mezhepler Arasında Ortak Nokta

Dört Sünnî mezhebin tamamında ortak görüş şudur:

  • Bakmakla yükümlü olunan birinci derece akrabalara (anne, baba, çocuk, torun) fitre veya zekât verilmesi caiz değildir.

Ancak bakım sorumluluğu bulunmayan, fakir durumda olan uzak akrabalara verilmesi teşvik edilir. Bu durum hem ibadet sevabı hem de akrabalık bağlarını güçlendirme açısından faziletli görülür.

Ne Yapmalı? Alternatifler ve Öneriler

Bu durumda yardımlaşmayı sürdürmek isteyen Müslüman için bazı öneriler:

  • Anneye gönüllü sadaka vermek: Fitre usulü dışında bir sadaka vermek mümkündür. Bu durumda anneye yardım etmek iyidir ve sevabı vardır; ancak bu yardım “vacip fitre” yerine geçmez.
  • Fitreyi usulüne uygun fakirlere vermek: Fitre vermek isteyen kişi, usûlüne uygun olarak yardım edilebilecek fakir müslümanlara yönelmeli; bu kapsamda anne dahil birinci derece akraba değilse ve doğru şartları taşıyorsa verilebilir.
  • Analiz yapmak: Anne eğer fakir/sefere düşkünse ve bakım sorumluluğu bakım hakkı çerçevesinde yardıma muhtaçsa, yardımın sadaka kapsamında yapılması mümkündür; ancak bu yine “fitre” hükmünü taşımaz.
  • Gönüllü yardımın ötesinde bakım sorumluluğu: Toplumsal olarak anne-baba bakımı bir sorumluluk olabilir; yardımdan ziyade bakım ve destek esas olabilir. Bu bakım görevi farklıdır ve fitre/zekât hükmünden bağımsızdır.

Fitre (sadaka-i fıtır), Ramazan ayının sonuna yetişip bayrama ulaşan ve şartları taşıyan kişinin vermesi gereken, belirli ölçülere sahip bir yardımlaşma biçimidir. Fitre ve zekâtın kimlere verilebileceği İslam hukukunda sınırlandırılmıştır; özellikle birinci derece akrabalar (anne, baba, çocuk, torun) bu yardımın muhatabı olarak uygun görülmemiştir. Dolayısıyla, bir kişi kendi annesine fitre vermek isterse — “fitre ibadeti” bağlamında — bu usul dışıdır ve geçerli sayılmaz. Yardım yapmış olur ancak vacip fitre hükmünü yerine getirmiş sayılmaz. Yardım etmek iyidir ancak usul ve ölçülere dikkat edilmelidir: Anneye yardım sadaka şeklinde yapılabilir; fitre usulüne uygun olarak ise “bakmakla yükümlü olunmayan ve ihtiyaç sahibi Müslümanlara” yöneltilmelidir.

Sonuç olarak “Anneye fitre verilebilir mi?” sorusunun cevabı İslam hukuku açısından” Usulüne uygun olarak verilen fitre kapsamında değil” şeklindedir. Ancak yardım etmek her zaman mümkündür ve teşvik edilir.